Ankara’dan başka Anadolu bilmezdim. Bu araba ile plansız, ara yollardan gezmek, vadi vs dağ yürüşleri, tarihi kalıntıları görmek çok iyi oldu. Aralarda, köylerde, kahvelerde, benzincilerde oturduk. Sohbetler oldu çalışanlarla, şöförlerle, insanlarla. Ne kadar bilinçli olduklarını görmek bana umut verdi. Görüyorlar. Biliyorlar. Anlıyorlar. Konuşuyorlar. Kahvecide öğlenleri türbanlılar gördüm kahve içen. İftarda rakı sofraları gördüm. Ama en tuhafı belki Bodrum’daki kadar türbanlı görmedim. En üzüldüğüm Kapadokya’daki eski taş içine oyulmuş kiliselerdeki dini resimlerin yüzlerinin taşlanmış ve resimlerin parçalanmış olması idi. Şindi onu yapanların çocukları, torunları bu bölgelerde turistlerden ekmek yiyorlar. Kaçı ile konuştum utanmamışlarmı dedeleriniz babalarınız diye. Onlarda üzüntülü kaybedilen tarih için. Neyse. Tekrar gideceğim. Gene gideceğim. Daha çok okuyup, bilinçli gezeceğim.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.