Kanada’ya ilk gittiğim ay, müdürüm ile yemeğe çıkmıştık. Garson yemek öncesi ne içersiniz dedi. Bende ‘vodka ve limon suyu lütfen’ dedim. Adam ‘you want screwdriver’ dedi. Haydaa. ‘Noo, I dont need a screwdriver, I want vodka and lemon juice’. Adam gene aynı şeyi söyledi.
Müdür gözler açık beni izliyor. Heyecan bende. Len dedim okuduğum kolejide öğretmenleride diye hayır duası yaptım.
Baktım olmuyor. ‘I want whisky and some ice please’ dedim. ‘Oooo you want wishky on the rocks’. ‘Yaw no rocks or stones or whatever. Just whisky pleasee’.

Neyse fast forward 42 sene. Az önce beachde. ‘Bir soda ve limon suyu lütfen’ dedim. ‘Churchill yaptırayım’ dedi. Sıcaklık 40 derece. Tepem kaynıyor. ‘Yaw gardaşım bırak bu ölmüş adam züppeliğini, getir len şu ucuz sodayı, 2 kaşık limon suyunu, yaz kaç para yazacaksan’ dedim. Adam gülümsedi, ‘abe biz ona Churchill demezsek o paraları nasıl alırız’ dedi. Haklısın dedim. Oturduğumuz sitenin ismini İngilizce yapınca ev fiyatları %20 artmıştı.

Leave a Reply